Samsun Anadolu İş Adamları Derneği ASKON Başkanı Furkan Okudan ile Samsun ve Türkiye’nin ekonomisini Konuştuk. Bize vermiş olduğu röportajda Samsun ekonomisinin hiç bilinmeyen yönünü dışarıdan ülke ekonomisinin nasıl göründüğünü tüm samimiyetiyle anlattı.
ASKON Başkanı Furkan Okudan , ‘Samsun’un Ekonomi değerlendirmesini yapacak olursak, ‘2013 17/25 paralel yapı’ olaylarına kadar ivmede bir atış vardı. İnşaat sektörü olsun al sat yapan üretim ve tüketim sektörü olsun, kota ve ciro olarak ekonomi grafiğinde yükseliş söz konusuydu. 17/25 paralel yapı’ operasyonlarıyla birlikte Türkiye’de ve yerelde bir durağanlaşma ve ekonomik sıkıntı baş göstermeye başladı. Her yıl bir geçmiş olduğumuz seneyi arar hale geldik. Artık bir iş adamı ne yazık ki geleceğe dönük yatırım yapma projelerini askıya alma kararı verdi. Bunun da nedeni Türkiye gündeminin sürekli hareketli olması. Geçtiğimiz yıllarda Mart yerel seçimi ve Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimi atlattık. Cumhurbaşkanlığı seçimi sonucu belli olan bir seçim olmasına rağmen yine de ekonomi de ciddi anlamda sıkıntı yarattı. Güçlü ve nitelikli bir ekonominin olmadığı yerlerde, ekonominin siyasete bağlı olmasından kaynaklı dönem dönem ülke olarak böyle sıkıntılar yaşıyoruz” diye ifade etti.
2015 – 2016 EKONOMİ DEĞERLENDİRMESİ
Samsun Anadolu İş Adamları Derneği ASKON Başkanı Furkan , ‘2015 yılında sandıktan koalisyon çıkması hükümetin kurulamaması tekrar seçime gidilmesine neden oldu. Sonrasında kasım seçimlerinde tek iktidarın olması ama yaşanan Rusya gerginliği, terör saldırıları ve savaş olaylarının patlamış olması da ekonomiyi ciddi olarak etkileyen nedenlerdi.
2016 Yılına girdiğimiz de ise iş dünyası ekonomiye daha olumlu bakıyordu. Tam piyasaların Ramazan Bayramı ile yeniden hareketlenip ekonomiye can gelecekken bu defa yaşanan 15 Temmuz darbe girişimi tekrardan olumsuz etkiledi. Fakat bu etkilenme yaklaşık bir ay kadar sürdü” değerlendirmesinde bulundu.
PİYASADA HAKSIZ REKABET ’İŞ VAR, PARA YOK!’
ASKON işadamları Derneği olarak “Samsun’da 30’a yakın farklı sektörden mesleğin bulunduğu bir kuruluşuz. Kuruluşumuzun içerisinde bir çok iş adamıyla görüşüyoruz herkesin söylediği aynı ‘iş var, talep var ama para dönmüyor’. Eskiden proje hazırlanır, fiyat belirlenir ve belirli bir miktar peşinat alınır kalanı 3 yada 5 ay sıralı senet olarak anlaşılırdı. Şimdi peşinat kalktı, evraklar tarihleri uzatıldı. Bunun en büyük sebebi sektörel anlamdaki rekabet. Piyasada bazı işletmeler hakkediş usulü açık hesap ve hiç peşinat almayanlar da var. Bu rahatlığı yatırımcıya sağlayan ve rekabet anlamında rakip firmaların verdiği tolerans piyasayı bu hale getiriyor. Herkes kendi sektörü içerisinde belirli bir standart yerleştirse belki piyasalar bu kadar kötü olmayacaktır” şeklinde konuştu.
İTHAL ÜRÜN TİCARETİ TÜRKİYE’YE ZARAR VERİYOR
Piyasalarda para döngüsünün önünü tüketimden ziyade üretim ile aşmak mümkün diyen Başkan Okudan, ‘en büyük yanlışımız kendimiz üretim yaptığımızda pahalı oluyor diye dışarıdan ucuz mallar ithal ederek piyasaya sürüp daha fazla kazanma hırsımızdır. Sürekli ithal söz konusu olduğunda ülke ekonomisi olarak güçsüzlüğe neden oluyor. Döviz anlaşmalı bu ticaretler en küçük bir dalgalanmada Türkiye ekonomisini ve işletmeleri etkilemeye başlıyor. Bunu aşabilmemiz içinde nitelikli üretim sistemine geçmemiz mutlaka gerekmekte” diye üreticilere seslendi.
PİYASALAR GÜVEN SORUNUNU AŞTI
FETÖ/PDY operasyonlarıyla Samsun da küçük ve büyük esnaf olarak ekonomide güven sarsıntısı var mı sorumuza cevap veren Okudan, ‘ ilk etapta güvensizlik oluşmasına rağmen hükümete olan güven ile bu süreç çok kısa sürdü. Bununda nedeni bölücü terör örgütlerinin ülkemizde var olması. FETÖ/PDY terör örgütünü bugün PKK ve diğer terör örgütleriyle kıyasladığımız da çok daha tehlikeli. FETÖ ülkemizin kendi imkânlarını kullanarak yine ülkemize silah doğrulttu bölmeye kalkıştı. Eğer emellerine ulaşsalardı bugün hükümetle birlikte hükümete yakın sivil toplum örgütleri başkanları da hayatta olmayacaklardı. Bir süre sonra bir Irak ve Suriye gibi dış güçlerin pay etmeye çalıştığı bir devlet haline gelecektik. Bunun için hükümet ekonomik bir zedelenmenin önlemini gerek kamu kurum ve kuruluşlarda gerek iş dünyası içinde bir temizliğe başladı bu da halkın hükümete olan güvenini yerine getirdi. Bu piyasa da nasıl etki etki dersek en basit ikinci el bir araç alacak vatandaş düşünüyor acaba arabayı alacağım kişi FETÖ’cümü arabayı alırsam arabaya devlet el koyar mı diye endişesi duyuyor. Genel olarak kurumsal çalışan işyerleri bu operasyonlardan etkilenmedi” diye söyledi.
SAMSUN’UN HAVAALANIYLA İMTİHANI
Havaalanının Samsun’da ekonomiye etkisi muhakkak ki olacak diyen Okudan, ‘ Pistin üzerinde 200 metrelik bir alanın yeniden yapılmasından bahsedilirken. Samsun Havaalanının üç ay gibi ciddi bir süre kapalı kalması ekonomiye ciddi sorunlar yaratacaktır. İş adamlarının günü birlik yapmış olduğu şehir dışı ziyaretleri gerek zaman olarak gerek ticaret olarak ciddi kayıplar verecektir. Her ay ortalama on defa havaalanını kullanan bir iş adamı mutlaka ticareti konusunda aksaklıklara ve olumsuzluklara neden olacaktır. En fazla etkilenmeyi Samsun’da turizm işiyle uğraşanlar tur düzenleyenler ve otelciler yaşayacak. Daha şimdiden bu sektörler alternatif para kazanma arayışına girdiler. Samsun’da havaalanının üç ay gibi uzun bir süre kapalı kalması bazı iş dünyalarında ve ekonomide çok ciddi sorunlara neden olacak görünüyor” diye ifade etti.
KREDİ BORÇLARI BATIŞ NEDENİ
İşadamları ve esnafın en fazla iflas nedeni kredi borçları olduğunu dile getiren Okudan, ‘bir çok işadamı ve esnaf bankalar ile çalışmakta ve ekonomideki dalgalanmalar ile ödemelerini düzenli gerçekleştiremeyenler kötü gidişatın ilk adımını atıyor. Borcunu başka bir borç ile ödemeye çalışanların sadece batmayı bir süre daha uzatıyor. Ticarette biraz daha sağlam adımlarla gidilirse daha güvenilir bir gelecek görülecektir. Gücümüzün üzerinde işlere imza atmak hem ekonomimizi hem ticaretimizi güçleştirecektir” diye ticaretle uğraşanları temkinli olmaları yönünde uyardı.
GÖREMEDİKLERİMİZİ PRAG’DA DUYDUK
Bir yurt dışı ziyaretinde başına gelen bir olayı ders edindiğini söyleyen Okudan, ‘ bir süre önce Prak’ a gerçekleştirdiğim iş seyahatinde bir Türk işletmeci ile tanıştım ve hayatımın en anlamlı dersini edindim. Seyahate çıktığım diğer işadamları ile yemek yemek için Prag’ta sadece tek bir Türk lokantası bulduk. Yemek esnasında işadamları ile ticareti ve ekonomiyi konuşurken işletmecisi dayanamayarak yanımıza geldi. Dedi ki Siz hep Türkiye’nin kötü yanlarını konuşuyorsunuz olaylara yanlış bakıyorsunuz. Ben Türk’üm Avrupa’da Türk’ün en az yaşadığı yerdir Prag ve konsolosluğa kayıtlı 400 tane Türk’üz biz. 9 Milyon insanı var ve bu ülkenin Skoda gibi dev otomobil markası var. Ayda 20 Bin otomobil üretip dünyaya ihraç ediyor. Ayrıca silah sanayisinde güçlü bir ülke. Ağır sanayi makine üretimin de de güçlü bir ülke Prag. Milli geliri Türkiye’nin 13 katı ve buna rağmen Türk standartlarından daha kötü şartlar altında yaşıyorlar. Türkiye’ye geldiğimde görüyorum ki askeri ücret çalışanı bile haftada bir gün ailesiyle birlikte yemeğini yiyebiliyor. Kaliteli telefon kullanabiliyor, kılık kıyafet alabiliyor. Bir şekilde bu döngüyü sağlayabiliyor üstelik rahat ve huzurlu olarak. Türkiye’de nitelikli bir üretim yok, burada nüfus 9 milyon Türkiye’de 90 milyon. Prag’ta bakmakla sorumlu olduğu bir göçmen mülteci yok Türkiye’de 4 milyon Suriyeli göçmene bakıyorsunuz. Hepsini bir tarafa bırakın Türkiye’de FETÖ/PDY – PKK – PYD – DHKP-C – Hizbullah – İDC – IŞİD var bitmiyor ki terör her taraftan saldırıyorlar. Dış güçler her birini destekliyor bir şekilde. Ama buna rağmen Türkiye 90 milyon insan, nitelikli üretime sahip olmadan savaştan kaçan 4 milyon mülteciye bakarak dimdik ayakta. Bunları duyduktan sonra gururlandık Türk olduğumuza ve düşündük hakikatten biz hiç Türk vatandaşı olarak bu açıdan bakmamıştık olaylara. Bu ders alınacak bir sohbetti bizler açısından. Türkiye’nin içerisinde biz kendimizi dışarıdan nasıl göründüğümüzü bilmiyormuşuz dışarıda yaşayanlar olayları daha farklı gözlerle görüyor” diye yaşadığı anısını anlattı.
Gül Gülsüm GÜNDÜZ – Akasyam Haber