Psikolojik Danışma, Gelişim, İletişim Uzmanı Prof. Dr. Kurtman Ersanlı, 15 Temmuz’da Uluslararası dış güçlerin Türkiye’ye yönelen bir şebekenin yapısı olan FETÖ/PDY terör örgütünün geleceğimizi ipotek altına almaya kalkışmasını ve sonuçlarını Akasyam Haber’e anlattı.
15 Temmuz süreci Ülkenin hem varlığını hem de geleceğine ipotek koyan bir süreçti diyen Prof. Dr. Kurtman Ersanlı, “15 Temmuz daha önce karşılaşılan darbe girişimlerinden çok farklıydı. Toplumun değer verdiği inançlar üzerine yine toplumdan güven alarak kurulan yapının başlattığı bir darbe girişimiydi. Tabi ki bu yapı tek başına değildi. Arkasına Dünyanın belirli güçlerini alarak ortaya koyduğu bir düzendi. Kısaca Uluslararası Türkiye’ye yönelen bir şebekenin yapısı olan FETÖ/PDY geleceğimizi ipotek altına almaya kalkıştı. Bu ihanetçiler Devlet Millet diyerek Allah diyerek değerlerimizle inançlarımızla bizi kandırdılar ve aldattılar. Şimdi etrafımızda Allah diyenlere Devlet Millet diyenlere karşı bile kaygı ve kuşku ile bakar hale gelindi. Acaba etrafımızdaki bu sözü diyenlere karşı yine mi kullanılacağız endişesi doğmaya başladı. Dolayısıyla 15 Temmuz’un olumsuz etkileri hem yakın hem de uzak vadede kendini ortaya koyacaktır” diye ifade etti.
GÜVENE İHANET ALÇAKLIKTIR
Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, söylenen ve konuşulan sözler ile bu algıyı yenildi diyen Ersanlı, “Bazı yazarlar kenarından köşesinden dolaylı olarak böyle bir algı yaratıyorlar. Sözde de Ülkeyi korumaya çalışıyorlar aksine ihanet ediyorlar. Cumhurbaşkanına aslında vatandaşlar güvenmek istiyorlar, güvenmek erdemliktir, güvene ihanet en büyük alçaklıktır. Bunu üst düzey yetkililer büyük ölçüde aştı. Bunun da en büyük kanıtı TSK’nın içerisinden vatan ihanetçileri ayıklanınca ordu birden bire dinamikleşti. Düne kadar yapılamayan yaparken başarısızlığa uğrayan terörle mücadele operasyonları sonuca ermeye başladı. Cumhurbaşkanının sözleri ve desteğiyle ülkenin bağışıklık sistemi olan TSK’ya güven yeniden sağlandı” şeklinde konuştu.
KENDİ KUYULARINDA BOĞULDULAR
Dünya 15 Temmuz’dan sonra Türkiye’den beklediği kötü ekonomi umudunu bulamadı diye söyleyen Prof. Dr. Kurtman Ersanlı,” istisnasız bütün dünya Türk ekonomisinin çökmesini bekledi. Milletin sağduyusu ve bu sağduyuyu harekete geçiren seçkin insanlar dış dünyanın çıkar gurubunu kendi kazdıkları kuyuda boğdu. Türkiye bu durumdan biraz olsun etkilenmedi mi etkilendi ama halk bu etkiyi en aza indirgemeyi başardı. Türk halkı dış dünyaya umduğunu vermedi. Bugün Cumhurbaşkanının bir sözüyle halk elindeki dövizi bozdurmaya gitti, ülkesine sahip çıktı. Türk milletinin genlerinde bu var, yeter ki birisi güven versin önderlik etsin. Bu hadise millet devlet kaynaşmasını sağladı. Birileri buna katılmadı, yok davet gelmedi diye karşı duranlar gaflettedir. Bu eğer gaflet değilse ihanettir. Millet yeniden bir şeyleri sorguladı ve olması gereken yerlere geldi. Devlet ve milletin arasına sızan bu virüsten bu millet temizlendi. 15 Temmuz’un gerçekleşmesi bir nevi lütuf oldu bu virüslerden temizlenme açısından. Çünkü daha fazla bu virüs kol atıp ülkenin her alanına saracak ve belki de daha kötü olacaktı. 15 Temmuz bir temizlik operasyonunun ve Ülkece iyileşmenin adımıdır aynı zamanda. Milletin birlik adımıyla bu ihanetin önlenmesi birçok Ülkeye örnek oldu” diye ifade etti.
TANKLARA KAFA TUTAN MİLLET
15 Temmuz gecesi milletin tanklara levye ve sopalar ile karşılık vermesi bir refleksti diyen Prof. Dr. Kurtman Ersanlı,“ Bu milletin genlerinde bulunan bir refleks o gece gün yüzüne çıktı. Türk toplumunda hiç umut etmediğiniz insan bile esaret karşısında aslan kesilir. Darbe girişiminde Cumhurbaşkanının dik duruşu vatandaşın darbe girişimine karşı koyması, gerçek TSK askerlerinin bu olaylara katılmaması vs. bütün bu olanlardan sonra bu sonuçlarında doğması aslında normal. Mustafa Kemal Atatürk sözünden de anlaşılacağı gibi SÖZ KONUSU VATANSA GERİSİ TEFERRUATTIR. Böyle bir durumda mal mülk canım dediklerimiz söz konusu vatan olunca sonuna kadar mücadele eden birer aslan olur nitekim oldu da. Bizim kanımızda ve geçmişimizde bunlar yer almakta. Vatan ve vatanı temsil edenler vardır örneğin bağımsızlığımızı temsil eden bayrağımız. O güne kadar bayrağı eline almayanlar bile o gece bayrakla sokaklara meydanlara akın etti. Ezelden ebede milleti temsil eden Cumhurbaşkanına ve değerlerine bu millet böyle sahip çıktı. Geçmişte de Atatürk dünyaya bir ültimatom şeklinde bir söz açıklamıştı, ‘YURTTA SULH CİHANDA SULH‘ bunun anlamı ‘Ey dünya milletleri ben yurdumda barış istiyorum, sakın ha barışı bozmaya kalkma sana dünyayı dar ederim’ demekti. Bugün yine aynı noktadayız ve Cumhuriyetimizin başı da aynı noktada duruyor şu anda” diyerek Türk milletinin o geceki tavrını ve psikolojisini açıkladı.
MİLLETİN VE DEVLETİN BEKASI ÜZERİNDE DENGE ŞART
Yetkililer birden demeç veren değil, olayları irdeleyen araştıran ve sonra kararını veren olmalı açıklamasında bulunan Ersanlı,” bu Ülkenin iktidar ve muhalefete de ihtiyacı var. İyi ilişkiler içerisinde bulunulmalı ve ülke çıkarı söz konusu olduğunda herkes aynı noktada buluşmalı. Yenikapı’da meydana doğan o birlik ruhu giderek yaygınlaşmalı ve mecliste de yer almalı. Tarih tekerrürden ibaret değildir yeter ki hafızalarımızı her zaman diri tutalım ve temkinli olalım. Bir istiklal Savaşını hafızalarımızdan silmediğimiz gibi bu millet bir 15 Temmuz’u da hafızalarından silmeyecektir. Bunları hafızalarımızdan silersek bağışıklık sistemimizi köreltiriz. Türkiye olarak 15 Temmuz’u bilmeli dersimizi çıkartmalı ve unutmamalıyız. Bu millet İstiklal marşını ve Andımızı okumalı. Son zamanlarda bu konu yanlış anlaşılıyor, Anadolu’da mezhep ırk ayrımı yapılmaksızın Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran halka Türk denir. Dolayısıyla ‘NE MUTLU TÜRK’ÜM’ derken tüm ırk ve mezhepler dâhildir ayrım söz konusu düşünülemez. Türk milleti bir bütündür ayrıştırmak ve buna sebebiyet vermek yanlış olur. Milletin ve devletin bekası için denge şart” ifadesinde bulundu.
Gül Gülsüm GÜNDÜZ / Akasyam Haber