Ormancılığın sürdürülebilirliği, gelişimi ve modernizasyonla değişimi adına yazılarımı kaleme alacağımı daha önce de belirtmiştim…
Sektörün, kamu ve özel ayağında meşgul olan çevremiz ile bir takım istişareler sonucunda birazdan bahsedeceğim konuya değinmek istedim…
Öncelikle, iyi niyetli olduğunu düşündüğüm ve hiç olmazsa ilgili yıl içerisinde süreli istihdam sağlanması adına ortaya çıkarılan hizmet alımı; hem Orman Genel Müdürlüğü ve bağlı şeflikler, hem de bu çerçevede çalışan Orman Mühendisi adına kesinlikle yara savan bir merhem değil, ağrı dindiren ilaç niteliği taşıyarak gündemdeki yerini farklı alanlara çekilerek korumaktadır…
Kadro talebinin ya da ihtiyacının olmadığı öngörülen kötü günlerimizde, tabii ki olumlu bir adım olarak görülmelidir ve etken olan her bir karar vericiye teşekkürü borç bilirim…
Farklı alanlara çekilerek dedim, çünkü; son günlerde, çıkmazda olan ve her geçen yıl artarak bu kervanda yol kat etmeye mahkum olan Orman Mühendisleri, yine iyi niyetle olduğunu düşündüğüm, taşeron yasası kapsamında yer alarak yeni bir tabaka oluşturacak olan işçi mühendis statüsü kazandırılmak üzere çeşitli sosyal medya ağlarında gündem oluşturulmaya çalışılıyor…
Bunun, Ormancılık teşkilatının daha fazla profesyonelleşme, daha az sorumluluk alma, daha geliştirilebilir olma ve daha kalıcı hizmetler bırakma adına sağlıklı bir girişim olmadığı görülüyor…
Bir Orman İşletme Şefi gibi; belirli sınırlarla çevrili alanlara hükmetme, karar verme, imza yetkisi kullanma, kurumu temsil gibi birçok yetkinin olmayacağı da ortadadır…
Bu nedenle de; unvana ve alınan eğitime aykırı bir durum söz konusudur…
Bu eğilimi, istekliler adına, maddiyat ve süreklilikle ilişkilendirmek ülke ormancılığı adına bir fayda değil, bireysel çıkarlara hizmet etmekle nitelendirebiliriz…
Şimdi gelelim; şeflik sınırlarının daraltılıp sayısının artırılması ile elde edilecek karın zaman ve kişi sayısı ile mukayesesine…
Bu sebepledir ki; doğacak mühendis ihtiyacı, unvana yakışır kadro pozisyonu ile yüz güldürecektir…
Ülkemizin 22,3 milyon hektar orman alanını yöneten Orman Genel Müdürlüğüne bağlı 1419 Orman İşletme Şefliği bulunmaktadır…
Bu bilgilerle; şeflik başına 15.715 hektar orman alanı düştüğü görülmektedir…
Verimli ve daha çok çalışma, kısa zamanda sonuç alma, kaliteli bakım, başarı oranı yüksek gençleştirme, odun dışı orman ürünlerinin etkin kullanımı, mühendis gelişimi, farklı alanlarda daha kısa sürede yetkinlik gibi ülkemiz ormancılığının çıtasını yükseltmek ne imkansızdır ne de devlet bütçesine yüktür…
Bunu da şu şekilde izah edebiliriz;
Sınırları içerisinde 10 bin hektar verimli orman (verimli ormanı az olan yerlerde izin irtifak gelirleri) olduğunu öngördüğümüz günümüz şefliğini ele alalım…
Bir yıl içerisinde; dikili satış, koruya tahvil, tensil gibi çalışmaları yaptığı takdirde 2,5 milyon TL ciro yaptığı gözleniyor.
Yıllık maaş gideri olarak 55 bin TL farz edelim…
Bu da demek oluyor ki; Bir Orman İşletme Şefi, bugünün yoğunluğu ile tam verimle çalışmasa bile, 1 yıllık ormancılık faaliyetiyle 45 yıllık giderini karşılıyor…
Yani, Orman Genel Müdürlüğü bütçesine 1 yılda kattığı 2,5 milyon TL ile emekli olmak için çalışacağı süreden daha fazlasını kazandırmış oluyor…
İkinci ve sonraki çalışma yıllarının tamamen devletin bütçe karına olduğunu görüyoruz…
Bu hesap; yoğun çalışma koşulları ile verimli olamayan, ortalama 15 bin hektar alanda meslek icrası olan şeflikler için idi…
Şeflik alanlarının 5 bin hektara düşürüldüğünde; kısa zamanda daha fazla verim alınacağı, daha fazla çalışma yapma imkanı olduğu, ağaçlandırmanın, gençleştirmenin yoğunlaşacağı, orman varlığının-ağaç servetinin-yıllık cari artımın pozitif ivme kazanacağı gün gibi ortadadır…
Ve en önemlisi; 5 bin hektara düşürüldüğü farz edilen alanlar sonucunda şeflik sayısı 3 katına çıkacak, 1419 şefliğe ek olarak 2838 şeflik için Orman Mühendisi (şef) istihdam ihtiyacı mecburi olacaktır…
Orman İşletme şeflik sayısının artırılmasının devlet bütçesine külfet olmayıp verimli çalışma sağlayacağını ve ülke ormancılığına katacağı olumlu etkileri belirttiğimize göre;
Taşeron yasasından yarar sağlamak yerine asli ve kalıcı çözüm olacak şeflik pozisyonu için, Orman ve Su İşleri Bakanımız sayın Veysel EROĞLU’na, Orman Genel Müdürümüz Bekir KARACABEY’e, Orman Mühendisleri Odası ve bağlı grup önderlerine, TBMM’de ulusu temsil etmesine karşın meslektaş olduğumuz vekiller ile Ormancılık konularıyla ilişkili komisyon üyelerine bu gerçeği tüm çıplaklığı ile iletmemiz gerekmiyor mu?
Ama, bu gerekliliğe en çok biz, genç Orman Mühendisleri inanmalıyız…
Ormancılık teşkilatının ve Orman Mühendisi unvanının layık olduğu seviyelerde görüşmek ümidiyle…
Allah’a emanet olun.